Depremle birlikte köydeki okul yıkıldı ve yerine yenisi yapılmadı. 100 nüfuslu köyde, 15 öğrenci eğitim görebilmek için her gün komşu köydeki okula gitmek zorunda kalıyor. Neyse ki öğrenciler için servis ayarlanmış ve servis ücretleri devlet tarafından karşılanıyor. Ancak bu durum, köylülerin çocuklarının eğitimden kopmaması için geçici bir çözüm olarak görülüyor.

Köyde depremde yaklaşık 45 ev yıkıldı ve köy evlerinin inşasına devam ediliyor. Ancak suyun olmadığı bir yere bu evlerin yapılması, köylülerde geleceğe dair endişeleri artırıyor. Daha önce köyün suyu "dağdaki su kaynaklarından" karşılanırken, deprem sonrası bu su kaynağının tamamen çekildiği belirtiliyor. Bu konuda köy muhtarının ve köylülerin girişimleri olsa da henüz bir çözüm üretilmemiş durumda.

Köyde hayvancılıkla uğraşan aileler için de su sorunu büyük bir engel oluşturuyor. Hayvanların su ihtiyacı da aynı şekilde köylülerin motor ve traktörlerle taşıdığı suyla karşılanıyor. Bu da köy halkı için hem zaman kaybı hem de büyük bir ekonomik yük anlamına geliyor. Su, sadece insanlar için değil, köyün ekonomik yaşamı için de temel bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor.

Köylüler, temel insani ihtiyaçların yıllardır göz ardı edilmesinden şikayetçi. Depremden sonra durum daha da kötüleşmiş ve halk, devletten ve yerel yönetimlerden çözüm bekliyor. Köy halkı, su sorununun çözülmesi ve yeni bir okul yapılması için yardım talebinde bulunuyor.