Telegram

"Şam’ın Düşüşü ve Türkiye’nin Yeni Bölgesel Rolü: Diplomatik, Askeri ve Jeopolitik Dinamikler"

Dünya (Web Sitesi) - Web Sitesi | 09.12.2024 - 21:11, Güncelleme: 09.12.2024 - 23:06 4850 kez okundu.
 

"Şam’ın Düşüşü ve Türkiye’nin Yeni Bölgesel Rolü: Diplomatik, Askeri ve Jeopolitik Dinamikler"

Suriye’de 13 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş, 8 Aralık 2024’te tarihi bir dönüm noktasına ulaştı. Muhaliflerin Şam’ı ele geçirerek Beşar Esad rejimini sona erdirmesi, sadece Suriye’nin geleceğini değil, tüm bölgesel ve uluslararası dengeleri etkiledi. Bu süreçte Türkiye, hem sahadaki hem de diplomatik çabalarıyla öne çıktı. Uluslararası medya organları, Türkiye’nin Suriye’deki belirleyici rolünü vurgularken, Esad sonrası dönemde Ankara’nın etkisinin daha da artacağına dikkat çekiyor.
Suriye’deki Güç Dengeleri   Suriye, halen dört ana güç odağına bölünmüş durumda:   1. Esad Rejimi (Düşüş Öncesi): İran ve Rusya’nın desteğiyle, Suriye’nin yaklaşık %60’ını kontrol ediyordu. Ancak rejimin, içten çürüyen yapısı ve halk desteğini kaybetmesi, bu hakimiyetin kısa sürede sona ermesine yol açtı.     2. Muhalif Gruplar: Kuzeyde Türkiye’nin desteğiyle güçlenen Suriye Milli Ordusu ve İdlib çevresinde etkin olan Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), rejimin çöküşünde önemli rol oynadı.     3. Kürt Güçleri: ABD’nin desteğiyle Suriye’nin kuzeydoğusunda hakimiyet kuran Kürt gruplar, Türkiye tarafından terör tehdidi olarak değerlendiriliyor.     4. DEAŞ ve Küçük Gruplar: DEAŞ, varlığını küçük hücrelerle devam ettirirken, özellikle Irak sınırındaki bölgelerde tehdit oluşturmaya devam ediyor.           Türkiye’nin Rolü ve Stratejisi   1. Askeri Operasyonlar ve Güvenli Bölgeler: Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonlarıyla sınır hattında güvenli bölgeler oluşturdu. Bu bölgeler, hem PKK/YPG tehditlerini sınırlandırdı hem de mültecilerin güvenli geri dönüşüne imkan sağladı.   2. Diplomatik Çabalar: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem Rusya hem de İran ile yakın temaslarını sürdürdü. Erdoğan, son dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmelerde, Suriye’nin daha fazla istikrarsızlık kaynağı olmaması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin bu diplomatik hamleleri, bölgesel barışa yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.   3. HTŞ ile İlişkiler: Uluslararası basında Türkiye’nin, HTŞ ile dolaylı temasları olduğu iddia ediliyor. Ancak Türkiye, bu temasların doğrudan kontrol anlamına gelmediğini, bölgedeki istikrarı sağlamak için dengeli bir politika yürüttüğünü ifade ediyor.   4. Mülteci Krizi ve Geri Dönüş: Türkiye, yaklaşık 3.6 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Muhaliflerin kontrol ettiği bölgelerin genişlemesiyle, güvenli geri dönüşlerin hızlanabileceği düşünülüyor. Bu, hem Türkiye’nin iç siyasetinde hem de uluslararası ilişkilerde önemli bir avantaj sağlayabilir.       Rusya ve İran: Zayıflayan Etki   Rusya: Ukrayna’daki savaş, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını sınırlandırdı. Ancak Moskova, Tartus ve Hmeymim üsleri aracılığıyla Doğu Akdeniz’deki etkisini sürdürmek istiyor.   İran: İran, Suriye’deki lojistik koridorlarını koruyarak, İsrail’e karşı stratejik avantaj elde etmeye çalışıyor. Ancak bu çabalar, İsrail’in sık sık düzenlediği hava saldırılarıyla engelleniyor.       Uluslararası Tepkiler   ABD: Washington, DEAŞ’a karşı mücadele bahanesiyle Suriye’nin kuzeydoğusunda asker bulundurmaya devam ediyor. Ancak Türkiye’nin artan etkisi, ABD’nin Kürt gruplarla olan ilişkisini sorgulamasına yol açabilir.   Avrupa: Avrupa basını, özellikle mülteci meselesine odaklanıyor. Türkiye’nin Suriye’de istikrarı sağlaması durumunda, mülteci akınlarının azalacağına dikkat çekiliyor.   İsrail: İsrail, İran destekli milislerin Suriye’deki varlığını bir tehdit olarak görüyor ve bu hedeflere düzenli saldırılar gerçekleştiriyor.       Uluslararası Medyanın Türkiye’ye Bakışı   1. Wall Street Journal (WSJ): WSJ, Türkiye’nin Suriye’deki stratejik hamlelerinin, Rusya ve İran etkisini dengelediğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye’nin diplomatik çabalarının bölgedeki istikrarı artırabileceğine vurgu yapıyor.     2. Le Monde: Fransız gazetesi, Türkiye’nin Suriye’deki tampon bölge politikasıyla, Kürt grupları sınırdan uzak tutma stratejisini başarılı buluyor.     3. Deutsche Welle (DW): DW, Türkiye’nin hem sahada hem de masada güçlü bir aktör olduğunu, özellikle mülteci krizine çözüm bulma çabalarının dikkat çektiğini ifade ediyor.         Türkiye’nin Diplomatik Zaferi   Şam’ın düşüşüyle başlayan yeni dönemde, Türkiye’nin rolü daha da önem kazandı. Ankara, hem askeri hem de diplomatik stratejileriyle bölgede belirleyici bir aktör haline geldi. Mülteci krizine çözüm arayışları, sınır güvenliği politikaları ve uluslararası ilişkilerdeki güçlü duruşu, Türkiye’yi bu süreçte kazanan taraf olarak öne çıkarıyor. Yeni dönemde, Türkiye’nin bölgesel ve küresel siyasette daha etkili bir rol oynaması bekleniyor. Haber Kaynağı: Besni'den Haber
Suriye’de 13 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş, 8 Aralık 2024’te tarihi bir dönüm noktasına ulaştı. Muhaliflerin Şam’ı ele geçirerek Beşar Esad rejimini sona erdirmesi, sadece Suriye’nin geleceğini değil, tüm bölgesel ve uluslararası dengeleri etkiledi. Bu süreçte Türkiye, hem sahadaki hem de diplomatik çabalarıyla öne çıktı. Uluslararası medya organları, Türkiye’nin Suriye’deki belirleyici rolünü vurgularken, Esad sonrası dönemde Ankara’nın etkisinin daha da artacağına dikkat çekiyor.

Suriye’deki Güç Dengeleri

 

Suriye, halen dört ana güç odağına bölünmüş durumda:

 

1. Esad Rejimi (Düşüş Öncesi):

İran ve Rusya’nın desteğiyle, Suriye’nin yaklaşık %60’ını kontrol ediyordu. Ancak rejimin, içten çürüyen yapısı ve halk desteğini kaybetmesi, bu hakimiyetin kısa sürede sona ermesine yol açtı.

 

 

2. Muhalif Gruplar:

Kuzeyde Türkiye’nin desteğiyle güçlenen Suriye Milli Ordusu ve İdlib çevresinde etkin olan Heyet Tahrir el- Şam (HTŞ), rejimin çöküşünde önemli rol oynadı.

 

 

3. Kürt Güçleri:

ABD’nin desteğiyle Suriye’nin kuzeydoğusunda hakimiyet kuran Kürt gruplar, Türkiye tarafından terör tehdidi olarak değerlendiriliyor.

 

 

4. DEAŞ ve Küçük Gruplar:

DEAŞ, varlığını küçük hücrelerle devam ettirirken, özellikle Irak sınırındaki bölgelerde tehdit oluşturmaya devam ediyor.

 

 

 

 

 

Türkiye’nin Rolü ve Stratejisi

 

1. Askeri Operasyonlar ve Güvenli Bölgeler:

Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonlarıyla sınır hattında güvenli bölgeler oluşturdu. Bu bölgeler, hem PKK/YPG tehditlerini sınırlandırdı hem de mültecilerin güvenli geri dönüşüne imkan sağladı.

 

2. Diplomatik Çabalar:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem Rusya hem de İran ile yakın temaslarını sürdürdü. Erdoğan, son dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmelerde, Suriye’nin daha fazla istikrarsızlık kaynağı olmaması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin bu diplomatik hamleleri, bölgesel barışa yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

 

3. HTŞ ile İlişkiler:

Uluslararası basında Türkiye’nin, HTŞ ile dolaylı temasları olduğu iddia ediliyor. Ancak Türkiye, bu temasların doğrudan kontrol anlamına gelmediğini, bölgedeki istikrarı sağlamak için dengeli bir politika yürüttüğünü ifade ediyor.

 

4. Mülteci Krizi ve Geri Dönüş:

Türkiye, yaklaşık 3.6 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Muhaliflerin kontrol ettiği bölgelerin genişlemesiyle, güvenli geri dönüşlerin hızlanabileceği düşünülüyor. Bu, hem Türkiye’nin iç siyasetinde hem de uluslararası ilişkilerde önemli bir avantaj sağlayabilir.

 

 

 

Rusya ve İran: Zayıflayan Etki

 

Rusya:

Ukrayna’daki savaş, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını sınırlandırdı. Ancak Moskova, Tartus ve Hmeymim üsleri aracılığıyla Doğu Akdeniz’deki etkisini sürdürmek istiyor.

 

İran:

İran, Suriye’deki lojistik koridorlarını koruyarak, İsrail’e karşı stratejik avantaj elde etmeye çalışıyor. Ancak bu çabalar, İsrail’in sık sık düzenlediği hava saldırılarıyla engelleniyor.

 

 

 

Uluslararası Tepkiler

 

ABD:

Washington, DEAŞ’a karşı mücadele bahanesiyle Suriye’nin kuzeydoğusunda asker bulundurmaya devam ediyor. Ancak Türkiye’nin artan etkisi, ABD’nin Kürt gruplarla olan ilişkisini sorgulamasına yol açabilir.

 

Avrupa:

Avrupa basını, özellikle mülteci meselesine odaklanıyor. Türkiye’nin Suriye’de istikrarı sağlaması durumunda, mülteci akınlarının azalacağına dikkat çekiliyor.

 

İsrail:

İsrail, İran destekli milislerin Suriye’deki varlığını bir tehdit olarak görüyor ve bu hedeflere düzenli saldırılar gerçekleştiriyor.

 

 

 

Uluslararası Medyanın Türkiye’ye Bakışı

 

1. Wall Street Journal (WSJ):

WSJ, Türkiye’nin Suriye’deki stratejik hamlelerinin, Rusya ve İran etkisini dengelediğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye’nin diplomatik çabalarının bölgedeki istikrarı artırabileceğine vurgu yapıyor.

 

 

2. Le Monde:

Fransız gazetesi, Türkiye’nin Suriye’deki tampon bölge politikasıyla, Kürt grupları sınırdan uzak tutma stratejisini başarılı buluyor.

 

 

3. Deutsche Welle (DW):

DW, Türkiye’nin hem sahada hem de masada güçlü bir aktör olduğunu, özellikle mülteci krizine çözüm bulma çabalarının dikkat çektiğini ifade ediyor.

 

 

 

 

Türkiye’nin Diplomatik Zaferi

 

Şam’ın düşüşüyle başlayan yeni dönemde, Türkiye’nin rolü daha da önem kazandı. Ankara, hem askeri hem de diplomatik stratejileriyle bölgede belirleyici bir aktör haline geldi. Mülteci krizine çözüm arayışları, sınır güvenliği politikaları ve uluslararası ilişkilerdeki güçlü duruşu, Türkiye’yi bu süreçte kazanan taraf olarak öne çıkarıyor. Yeni dönemde, Türkiye’nin bölgesel ve küresel siyasette daha etkili bir rol oynaması bekleniyor.

Haber Kaynağı: Besni'den Haber

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve besnidenhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.